Yeşil çay içelim mi?

Kilo verme sürecinde sıklıkla kullanılan ve çeşitli sosyal medya ve arkadaş ortamlarında sıklıkla tavsiye edilen içeceklerin başında yeşil çay gelmektedir. Aslında yeşil çay ülkemizde sıklıkla tüketilen ve siyah çay olarak bilinen “Camellia Sinensis” adlı bitki ile aynı bitkiden elde edilmektedir. Camellia Sinensis yani çay bitkisi toplandıktan sonra oksidasyona maruz bırakılıp, yavaş yavaş kurutulduğunda siyah çay, oksidasyona maruz bırakılmayıp hızlı bir şekilde kurutulduğunda ise yeşil çay ortaya çıkmaktadır.

Yeşil çay içelim mi?

YEŞİL ÇAY İÇELİM Mİ?

Kilo verme sürecinde sıklıkla kullanılan ve çeşitli sosyal medya ve arkadaş ortamlarında sıklıkla tavsiye edilen içeceklerin başında yeşil çay gelmektedir. Aslında yeşil çay ülkemizde sıklıkla tüketilen ve siyah çay olarak bilinen “Camellia Sinensis” adlı bitki ile aynı bitkiden elde edilmektedir. Camellia Sinensis yani çay bitkisi toplandıktan sonra oksidasyona maruz bırakılıp, yavaş yavaş kurutulduğunda siyah çay, oksidasyona maruz bırakılmayıp hızlı bir şekilde kurutulduğunda ise yeşil çay ortaya çıkmaktadır.

Siyah çay ve yeşil çay arasında oksidasyon sürecinde yaşanan kimyasal reaksiyonlar nedeniyle bazı farklılıklar bulunmaktadır. Her iki çay da zengin bir polifenol kaynağıdır. Peki nedir bu polifenol? Polifenol; bitkilerin içinde doğal olarak bulunan kimyasallara verilen bir isimdir ve insan sağlığı için çok önemli mikro besinlerdir. Polifenollerin antioksidan ve anti-inflamatuvar özellikleri bulunmaktadır.

Yeşil çay ağırlık olarak %30 oranında polifenol içermektedir ve içeriğindeki en güçlü polifenol olarak “Kateşin – epigallocatechin-3-gallate” (EGCG) bulunurken, siyah çay ise zengin bir teaflavin kaynağıdır.

Epigallocatechin-3-gallate” (EGCG)  kalp-damar hastalıkları ve metabolik hastalıklar gibi kronik hastalıkların tedavisi ve korunmasında önemli bir maddedir.

Yeşil Çayın içeriğinde bulunan polifenollerin antioksidan etkisi nedeniyle özellikle hücrelerde oluşan oksidatif strese ve bunun sonucu oluşan hücresel hasarlara karşı koruyucu olmaktadır. Yeşil çayın özellikle göğüs kanseri, prostat kanderi ve kolon kanserine karşı büyük ölçüde riskleri azaltıcı etkisi bulunmaktadır.

Yapılan çalışmalarda yeşil çay tüketen kadınlarda göğüs kanseri oluşma riskinin %20-30 oranında azaldığı , erkeklerde prostat kanseri oluşumunun ve kanser hücrelerinin yayılımını engellenebildiği, kalın bağırsak kanser riskini de yaklaşık %42 oranında azaltabildiği ortaya konulmuştur.

Yeşil Çayın kansere olan etkisinin yanında kalp-damar hastalıkları ve kan lipitleri üzerine de olumlu etkileri bulunmaktadır. Yeşil Çay tüketimi total kolesterol ve kötü kolesterol olarak bilinen LDL seviyelerinde azalmaya yol açmaktadır.  Ayrıca Japonya’da 40.000 kişi üzerinde 11 yıl süresince yapılan bir çalışma, yeşil çayın kardiyovasküler hastalıktan kaynaklı ölüm oranını azalttığını göstermiştir.

Yeşil çay kullanımı, yağ yakımını ve metabolizma hızını artırabilmektedir. Ayrıca iştahı kesen bir etkiye sahiptir. Japonyada yapılan bir çalışmada da yeşil çaydaki kateşinin, hem egzersiz hem de dinlenme esnasında yağ yakımını artırdığı görülmüştür. Yeşil çay kullanımının ayrıca açlık kan şekerini azalttığı ve insülin duyarlılığını artırarark insülinin daha etkili bir şekilde kullanılmasına yardımcı olduğu belirtilmiştir.

Bir dizi çalışma, yeşil çayın açlık kan şekerini düşürdüğünü ve insülin hassasiyetini artırdığını göstermektedir. Japonya’da 5 yıl boyunca yaklaşık 18.000 kişi üzerinde yapılan bir araştırmada, yeşil çay tüketenlerin, diyabete yakalanma riskinin %42 oranında azaldığı da ifade edilmektedir.

Yeşil çayda bulunan epigallocatechin-3-gallate” (EGCG) yerine siyah çayda teaflavin bulunur ve siyah çaya özgü bir grup polifenoldür. Teaflavin çay bitkisinin oksidasyon işlemi sırasında oluşurlar ve siyah çaydaki tüm polifenollerin %3-6’sını oluştururlar.

Siyah çayda bulunan teaflavin de yeşil çayda bulunan polifenoller gibi vücudun doğal antioksidan üretimini destekleyerek yağ hücrelerinin serbest radikallerin zararlarından korunmasında, kalp ve kan damar sağlığının korunmasında etkilidir. Antienflamatuvar etki ile iltihabı azaltarak ve kan damarlarınızın genişlemesine yardımcı olan nitrik oksit mevcudiyetini artırarak kan damarlarında plak oluşumu riskini azaltmaktadır. Teaflavinler ayrıca kolesterol ve kan şekeri seviyelerini önemli ölçüde azaltarak kilo vermeye yardımcı olmaktadırlar.

Yeşil çay, içeriğindeki kafein ve L-Theanine ile de beyin sağlığımız için yararlı etkiler göstermektedir. Kafein miktarı çay bitkisinin yaprak tipine, boyutuna, toplanma mevsimi ve demlenme yöntemlerine göre değişkenlik gösterse de genel olarak yeşil çayda siyah çaya göre daha az kafein bulunmaktadır.

Gün içerisinde yorgunluk arttıkça beyinde biriken adenozin beyin aktivitesinin daha yavaş çalışmasını sağlayan reseptörlere bağlanır. Adenozin artıkça kendimizi daha yordun hissetmeye başlarız. Yeşil çay içerinde bulunan kafein ise beyne geçerek adenozinin bu beyinde yorgunluk oluşturan etkisini göstermesini önler ve daha enerjik ve uyanık hissetmemize neden olur. L-Theaninin ise dopamin salınımının artırılması, uyku kalitesinin artırılması, stresin azaltılması ve ruhsal olarak iyilik hali gibi etkileri bulunmaktadır ve L-Theaninin kafeinin olumsuz etkilerini etkisini dengelemektedir.

Sonuç olarak her iki çay da Camellia Sinensis bitkisinden elde edilmesine ve genel anlamda benzer faydaları bulunmasına rağmen içerdikleri polifenol farklılıklarına göre farklı etkiler gösterebilmektedir.

Hangi çayı içelim diye soracak olursanız benim tercihim, kokusu, lezzeti ve muhabbeti ile ön plana çıkan, siyah çay 😊

Bursa Beşevler’de bulunan biorezonans merkezimize bir çay içmeye bekliyoruz 😊

Dr. Mesut Ersoy

Bu makale 16 Aralık 2022 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Dr. Mesut Ersoy

Dr. Mesut Ersoy; 1978 yılında Denizli’de doğmuştur. İlk ve orta eğitimini Denizli’de, lise eğitimini ise İzmir’de tamamlamıştır. Tıp eğitimini başarıyla tamamlayarak 2003 yılında Tıp Doktoru unvanı aldı. Tıp fakültesinden mezun olduktan sonra 2004 – 2020 yılları arasında Manisa, Tunceli, Çanakkale ve Ankara’da hekimlik yapmıştır. Hekimlik yaptığı dönemde “Tıp Tarihi ve Bioetik” alanında yüksek lisans ve doktora eğitimi aldı. Doktora eğitimi haricinde Aile Danışmanlığı, Biorezonans, İşyeri Hekimliği, Uçuş Tabipliği, Ozon Terapi eğitimleri almıştır. Biorezonans yöntemi ile sigara ve alkol başta olmak üzere bağımlılık terapileri, kilo verme terapileri, alerji, fibromyalji ve ağrı tedavileri uygulamaktadır. Dr. Mesut Ersoy, mesleki çalışmalarına şu an Bursa’da bulunan özel muayenehanesinde devam etmektedir.  ...

Etiketler
Yeşil çayın faydaları
Dr. Mesut Ersoy
Dr. Mesut Ersoy
Bursa - Biorezonans Sertifikalı Tıp Doktoru
Facebook Twitter Instagram Youtube