Eşli dans ile iletişim arasında bir benzerlik görüyorum. Müziğin ritmine zarafetle uyum sağlayarak atılan her adım, sanki incelikle dokunmuş notaların üzerinde kayarak birbirine eşlik ederler. Her hareket, duygu dolu anlamlı bir anlatımın izlerini taşır. Dansın incelikli ritmini, edebiyatta zarif sözcüklerle yazılmış bir şiirin dizelerine benzetebiliriz. Hareket, estetik bir dans haline gelirken, günlük yapılan hareketlerden ayrılır.
İletişimde, dans etmeye benzemiyor mu? Siz bir adım atarak karşıdan bir beklenti içine girersiniz. Ama bu adımı atmadan önce kendinizi tanımanız ve ne istediğinizi bilmeniz gerekir.
Peki, yeterli mi? Elbette değil, kendimizi doğru ifade edebilmeliyiz. Evet, dans başladı. Dansta bir hareket, önceki hareketten doğar. İletişimde de, karşınızdaki kişi size bir adım attı, konuşuyor… Onu yeterince dinliyor, gözlemliyor ve ne dediğini anlıyor musunuz? Cevap evet ise, burada bizim de bir adım atmamızın tam zamanı. Onun anlattığından ne anladığımızı kısaca ifade etmeli ve geri bildirim vermeliyiz. Anlaşıldığını hissetmek karşımızdakinin daha rahat kendini ifade etmesine etken olacaktır. Bu süreçte yaşanılan bir hata-çatışma varsa ya da olursa bunun farkına varılacaktır. Danstaki ritmin yükseldiği nokta gibi diyebiliriz. Farkına varmak bir kırılma yaratır. Farkına varılmanın ardından kabullenme ve anlaşma gelir.
Yetişkin bir birey, sağlıklı iletişim kurmayı ve karşısındaki ile yargılamadan konuşmayı becerebilmelidir.