Boşanma: Bir Geçiş Süreci mi, Travma mı?
Bir çocuğun hayatındaki en büyük kırılmalardan biri, ebeveynlerinin ayrılığı olabilir. Bunu çoğu zaman dile getiremez. Çünkü kelime dağarcığı henüz yaşadığı duyguları tarif edecek kadar gelişmemiştir. Ama iç dünyasında fırtınalar eser.
Bazı çocuklar içlerine kapanır, bazıları öfkelenir, bazıları ise “iyi çocuk” rolüne girer. Çünkü artık her şeyin kontrolünü kaybetmiş hissederler ve bir şekilde yeniden düzen kurmak isterler. “Annem gitti, babam da gider mi?”, “Benim yüzümden mi ayrıldılar?”, “Hangisini seçmeliyim?” gibi suçluluk barındıran sorular çocukların zihninde dönüp durur.
Oyun Terapisi Neden Bu Kadar Etkili?
Oyun terapisi, çocuğun kendini ifade edebildiği, duygularını tanıyabildiği ve en önemlisi de güvenli bir alan hissi yaşayabildiği bir yöntemdir. Bu terapide çocuk, oyun aracılığıyla yaşadığı içsel karmaşayı dışa aktarır. Terapist de bu dünyaya sessizce eşlik eder, yönlendirmez, sadece tanık olur.
Boşanma, çocukların hayatında ciddi değişimlere yol açan, çoğu zaman duygusal olarak zorlayıcı bir süreçtir. Bu dönemde çocuklar; kaygı, öfke, suçluluk, terk edilme korkusu gibi yoğun duygular yaşayabilirler. Anne-baba arasındaki çatışmalar ya da ayrılığın getirdiği belirsizlik, çocuklarda güvensizlik, davranış problemleri, akademik sorunlar ve içe kapanma gibi belirtilerle kendini gösterebilir. Özellikle küçük yaş grubundaki çocuklar yaşadıklarını anlamlandırmakta ve sözel olarak ifade etmekte zorlandıkları için bu duyguları bastırabilir ya da dolaylı yollarla dışa vurabilirler. İşte bu noktada oyun terapisi, çocuğun kendini en doğal biçimde ifade edebileceği, güvenli ve yapılandırılmış bir alan sunar.
Oyun terapisi, çocuğun iç dünyasını oyunun sembolik diliyle ortaya koymasına imkân tanır. Çocuk oyun sırasında anne-baba figürlerini, yaşadığı çatışmaları ya da korkuları temsil eden karakterleri kullanarak yaşadığı süreci anlamlandırmaya çalışır. Örneğin boşanmayı, bir ayrılık sahnesiyle ya da savaş oyunu ile temsil edebilir. Terapist, çocuğun oynadığı bu sembolik anlatıları dikkatle gözlemler, duygularını anlamlandırmasına yardımcı olur ve güvenli bir ilişki içinde ona eşlik eder. Bu süreçte çocuk, duygularının kabul edildiğini hisseder, yalnız olmadığını fark eder ve zamanla kendini daha güvende hissetmeye başlar.
Ayrıca oyun terapisi çocuğun kontrol duygusunu yeniden kazanmasına da katkı sağlar. Boşanma gibi çocuk tarafından kontrol edilemeyen bir olay karşısında, oyun içinde kendi dünyasını kurmak ve yönetmek, ona psikolojik anlamda güç verir. Bu sayede duygusal regülasyonu gelişir, stres düzeyi azalır ve yaşamındaki değişimlere uyum sağlama kapasitesi artar. Sonuç olarak oyun terapisi, boşanma sürecindeki çocukların yaşadığı karmaşık duyguları işlemesine, içsel dayanıklılığını artırmasına ve yeniden güvenli bağlar kurmasına yardımcı olan etkili bir terapötik yaklaşımdır.Çocuklar boşanma sürecinde kendilerini kontrolsüzlük içinde hissederler. Oyun, bu kontrolün tekrar sağlandığı bir alandır. Oyunun kurallarını kendileri koyar, karakterlerin rollerini seçer, nereye gideceklerine karar verirler. Bu da çocuğun psikolojik olarak “yeniden inşa” sürecine yardımcı olur.
Ebeveynler Bu Süreçte Nerede Durmalı?
Oyun terapisi sadece çocuğun bireysel bir süreci değildir. Ebeveynlerin bu süreci desteklemesi çok önemlidir. Ancak ayrılmış ebeveynler arasında yaşanan çatışmalar, terapiyi de zorlaştırabilir. Bu noktada terapist, çocuğun ihtiyaçlarını merkeze alarak her iki ebeveynle de güvene dayalı bir iş birliği kurmaya çalışır.
Unutmamak gerekir ki, çocuklar için “birlikte yaşayan ama sürekli kavga eden” ebeveynlerden ziyade, “uyum içinde ayrı yaşayan” ebeveynler daha sağaltıcı olabilir
Sonuç
Her Oyunun Altında Bir Mesaj Vardır. Oyun terapisi bir mucize değil ama bir yolculuktur. Çocukların susarak anlattığı, oyuncaklarla dokunduğu bir içsel iyileşme sürecidir. Biz yetişkinler olarak bazen sadece dinlemeye, sadece eşlik etmeye cesaret etmeliyiz. Çünkü her çocuğun tek isteği vardır: anlaşılmak.
Psk.dan H.Narin.Fidan
Uzm.Psk.Mustafa Cem OĞUZ