Kolon kanseri

Kalın bağırsak kanseri yavaş seyirli olduğundan kanserli dokunun ortaya çıkmasından tanının konulacağı döneme kadar yıllar geçebilir.

Kolon kanseri

Kalın bağırsak kanserlerinin çoğu 50 yaşın üzerinde görülür, görülme yaşı erkekler için ortalama 66, kadınlar için 69’dur, rektum kanseri için bu yaş erkeklerde 62, kadınlarda 63’dür. Kalın bağırsak kanseri için en yüksek risk faktörü yaştır. İlerleyen yaşla kalın bağırsak kanseri riski artar.

Kalın bağırsak kanseri yavaş seyirli olduğundan kanserli dokunun ortaya çıkmasından tanının konulacağı döneme kadar yıllar geçebilir.

Genellikle kalın bağırsağın içindeki polip denen yapılardan gelişir ancak her polip kansere dönüşmediği gibi her kolon kanseri de polipten gelişmez.

Kalın bağırsak kanserlerinin yaklaşık %5-10’u ailevi geçişli kanserdir.

Erken evre kalın bağırsak kanserinde herhangi bir belirti olmayabilir ancak genel olarak kolon kanserinin en sık görülen belirtileri

  • dışkılama alışkanlıklarında değişiklik,
  • dışkıda kan görülmesi, ancak hemoroid (basur) kansere yol açan bir durum değildir
  • değişimli olarak ishal ve kabızlık olması
  • bağırsakların tam boşaltılamadığı hissi,
  • karın ağrısı
  • geçmeyen kramplar,
  • sebebini bilemediğimiz kilo kaybı.

Kalın bağırsak kanseri tarama önerilen ve taramalar sayesinde erken safhada saptanırsa şifa bulabilen bir hastalıktır, en güvenilir tarama yolu kolonoskopidir. Bu işlemde makattan kalın bağırsağın içine ışıklı bir tüp sokularak kalın bağırsak kontrol edilir.

Ortalama riskli kişiler için kalın bağırsak kanseri taramaları 45 yaşında başlamalıdır. Seçenekler arasında kolonoskopi, kolonografik tomografi ve dışkıda kan arama tetkikleri vardır ve bu tarama tetkikleri 75 yaşına kadar düzenli aralıklarla devam etmelidir. 76-85 yaş arasında bu tetkiklerin yapılması doktorun hastası ile beraber yapacağı değerlendirmelerle kararlaştırılmalıdır.

Aile öyküsü olan, altta yatan enflamatuar bağırsak hastalığı olan ya da ailevi bağırsak polip hastalığı olan kişiler daha yüksek riskli oldukları için onların taramaları doktoru ile beraber daha erken dönemde planlanmalıdır.

Barsak dışına taşmamış kalın bağırsak kanserlerinde operasyon sonrası 5 yıllık sağ kalım oranı %91’in üzerindedir ve hastaların yaklaşık 1/3’ü bu aşamada tanı almaktadır. Eğer lenflere sıçrama olacak olursa 5 yıllık sağ kalım oranı %73’e gerilemektedir. Evre 4 kalın bağırsak kanserinde ortalama 5 yıllık sağ kalım oranı %14’dür ancak her bireyin hastalığının seyrinin farklı olduğunu aklımızda tutmalıyız.

Kalın bağırsak kanserinden sakınmak için dışkılamayı kolaylaştıran geniş yapraklı sebzeler yenilmesi faydalı olabilir.

Kolon kanserinde tedavi yöntemi kanserin hangi evrede olduğuna göre belirlenir. İlk tedavi yöntemi cerrahi yöntemle kanserle dokuların çıkarılmasıdır. Kolektomi adı verilen bu cerrahi işlemle, kolonun tümörden etkilenmiş kısımları çıkartılır. Tümörün yerleşim yerine göre, bağırsağın bir bölümünün ya da tümünün çıkartılması gerekebilir. Kolektomi ameliyatları açık ya da kapalı yani laparoskopik yöntemle uygulanabilir. Kolektomi ameliyatı sırasında tümörün boyutu ve derinliğine bağlı olarak kalın bağırsağın kalan kısımları birleştirilebilir. Bazı durumlarda kalın bağırsak karın duvarından dışarı çıkartılabilir. Bu cerrahi işleme kolostomi adı verilir. Kolostomi kalıcı ya da geçici bir süre için uygulanabilir.

Sistemik tedavi yöntemi ise patoloji sonuçlarına göre belirlenir. Alınan parça üzerinden yapılan moleküler genetik analiz sonuçlarına göre kemoterapi ve/veya  hedefe yönelik tedaviler kullanılmaktadır.

Radyoterapi hareketli organlarda dolayısıyla kolon kanserinin lokal tedavisinde sık kullanılan bir tedavi değildir ancak metastatik hastalıkta rolü olabilir ayrıca rektum kanserinde ana tedavi yöntemlerinden birisidir.

Bunların dışında Nükleer Tıp uzmanları uyguladığı radyonüklid tedaviler ve Girişimsel Radyoloji uzmanlarının uyguladığı ablatif tedaviler de kolon kaseri tedaisnde rolü olan tedavilerdir.

Sonuç olarak kolon kanseri görülme sıklığı artan ve başarıyla tedavi edilebilen bir kanserdir. Erken tarama tetkikleri ile olumlu sonuçlar alınmaktadır, bu nedenle tarama tetkikleri ihmal edilmemelidir, sağlıcakla kalın.

Bu makale 26 Mart 2024 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Prof. Dr. Serdar Turhal

Prof. Dr. Serdar Turhal, lisans öncesi öğrenimlerinin ardından İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nde başladığı tıp eğitimini başarıyla tamamlayarak tıp doktoru unvanı almıştır. İhtisasını ise, Amerika Birleşik Devletlerinde Connecticut eyaletindeki Yale Üniversitesi’ne bağlı Griffin Hastanesi’nde 1993 yılında tamamlayarak Dahiliye - İç Hastalıkları uzmanı olmuştur. Ayrıca Mount Sinai Tıp Fakültesi Hematoloji – Onkoloji Bilim Dalı Mount Sinai Tıp Fakültesi, New York, New York, ABD'de Tıbbi Onkoloji üzerine yan dal ihtisas eğitimini de tamamlamıştır.  Marmara Üniversite Hastanesi Onkoloji Bilim Dalı'nda öğretim üyesi olarak görev yapmış olan Prof. Dr. Serdar Turhal, mesleki çalışmalarına şu an İstanbul'da bulunan özel muayenehanesi'nde devam etmektedir. Board Sertifikaları:               ECFMG:  April 1989  428514-4 FLEX:  ...

Yazarı sosyal medya'da takip edin
twitter
Prof. Dr. Serdar Turhal
Prof. Dr. Serdar Turhal
İstanbul - Tıbbi Onkoloji
Facebook Twitter Instagram Youtube