Diyabet hastalığı ve ozon tedavisi

Diyabet hastalığı ve ozon tedavisi

Diyabet, yaşam boyu süren, gerektiği gibi kontrolü yapılmaz ise kısa ve uzun vadede vücutta  ciddi hasarlara yol açabilen bir hastalıktır.
Yiyeceklerden  sindirilerek  kana geçen    glikoz=şekerin  bir bölümü enerji kaynağı olarak hücrelere giriş yapacak, fazlası ise yemek arasındaki açlık dönemlerinde ve uykuda kullanılmak üzere kas ve karaciğerde depolanacaktır. 

Kan akımı ile  hücrelere ulaşan şeker bazı hücrelere (örneğin beyin) aracısız yani insüline gerek duymadan  kabul edilirken; kas ve yağ hücrelerine girişte insüline  muhtaçtır.

Diyabette,
Glikoz hücrelere giremez; kanda artmaya başlar ve böbrek tarafından tutulamaz hale gelir,       idrarda şeker çıkmaya başlar. Beraberinde suyu da sürüklediğinden idrar miktarı artar,vücut su kaybetmeye başlar.Ağız kuruluğu ve çok su içme  isteği oluşur.
Öte yandan bazı hücrelere fazla glikoz girer. Bunun sonunda katarakt, önce küçük daha sonra büyük damarlarda sertleşme (atheroskleroz),enfeksiyonlara özellikle mantar enfeksiyonlarına yatkınlık,görme kaybı( retinopati), böbrek yetmezliği (nefropati) gelişebilir.

DİYABETTE OZON TEDAVİSİ NASIL ETKİLİ OLUR?

-Ozon, bazı metabolik yolları aktive ederek glikozun hücre içine girişini arttırır. Bu durum hem kandaki glikoz seviyesini azaltır hem de hücre içine glikoz girmesi ile hücrelerin enerji ihtiyaçları karşılanır.
-Diyebetiklerde artan HbA1C  oksijeni dokulara bırakamadığından  , HbA1C’si artmış diyabetiklerde  dokularda oksijen açlığı izlenir. Ozon dokulara oksijen sağlayarak dokulardaki oksijen açlığını giderir. Aynı zamanda kan glikoz seviyesinin düşmesine bağlı olarak HbA1C seviyesinde de düşme izlenir. HbA1C seviyesinin yüksek olması diyabetik hastalarda doku  hasarının çok olduğunun göstergesidir.
-Diyabetiklerde glikozun  bazı hücrelerde aşırı birikimine bağlı damar duvarı kalınlaşması,sinir iltihabı ve katarakt gibi rahatsızlıklar gelişir. Ozon tedavisinden sonra kan glikoz düzeyi düzene gireceğinden bu sayılan durumlarda iyileşmeler görülür .

-Bağışıklık (immün) sistemini düzenlediğinden özellikle bağışıklık sisteminin bozulması ile oluşan Tip 1 diyabette ozon tedavisinin yeri  oldukça  önemlidir.
-Ozon tedavisinin ardından hücrelerde insülin direnci düşer, insulin direnci düşünce kan şekeri daha kolay bir şekilde düşmeye başlar. Kan şekeri düzenli hale geleceği için bazı hastalarımızda kullanılan insulin dozlarını da düşürerek yeniden düzenlemek gerekebilir.

Ozon tedavisi sonucu vücudumuza giren ozon-oksijen karışımı, öncelikle damarları genişleterek kan dolaşımını arttırır ve vücudumuza asidik ortamı azaltarak tüm bu oluşan kötü durumları ortadan kaldırır. Bunun dışında ozon bağışıklık sistemini aktive ettiğinden vücut direncini arttırır. 
-Ozon tüm bakteri, mantar ve virüslere karşı etkili olduğundan özellikle idrar yolları, genital enfeksiyonlarda ve cilt enfeksiyonlarında ozon tedavi ile birlikte ozonlu yağın  kullanımı  diyabetik hastalarda enfeksiyon kontrolünü sağlar.

-Diyabet sonucu oluşan ayak ve el yaraları, ozon tedavisinin etkisiyle kan dolaşımı arttığı için hızla iyileşmektedir. Ozon tedavisi sadece şeker hastalığına bağlı  değil, diğer tüm dolaşım bozukluklarına bağlı gelişen tüm yaralarda da çok etkilidir.

Ozon tedavisi, yüksek enerji içeren, asit ortamı azaltan, anti-oksidan sistemi  ve  bağışıklık sistemini aktive eden, metabolik düzenleyici etkisi olan Avrupa ve dünyada çok yaygın kullanılan bir tedavidir.

 
 

Bu makale 6 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Uzm. Dr. Beytiye Baş

Uzm.Dr Beytiye Baş, lisans öncesi öğrenimlerinin ardından Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde başladığı tıp eğitimini başarıyla tamamlayarak Tıp Doktoru unvanı almıştır. 

Mesleki çalışmalarına Özel Muayenehanesi'nde devam etmektedir.

Etiketler
Diyabet hastalığında gıda tüketimi
Uzm. Dr. Beytiye Baş
Uzm. Dr. Beytiye Baş
Bursa - Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp
Facebook Twitter Instagram Youtube