Deprem ve diğer doğal afetlerden sonra görülebilecek enfeksiyonlar

DEPREM VE DİĞER DOĞAL AFETLERDEN SONRA GÖRÜLEBİLECEK ENFEKSİYONLAR

Deprem ve diğer doğal afetlerden sonra görülebilecek  enfeksiyonlar

DEPREM VE DİĞER DOĞAL AFETLERDEN SONRA GÖRÜLEBİLECEK

ENFEKSİYONLAR

Depremler tarih boyunca, dünyanın bir çok yerinde olmuştur ve olmaya devam
edecektir. Deprem, tek başına bir enfeksiyon kaynağı olmasa bile neden olduğu
durumlar, deprem sonrası gelişen olumsuzluklar sonucu depremzedelerde , afetten
sonraki dönemlerde, enfeksiyonlar gelişebilmektedir. Deprem sonrası ilk günlerde
enfeksiyonlara bağlı hastalıklar genellikle görülmez. Enfeksiyon gelişimi özellikle
deprem sonrasındaki ilk haftadan sonra başlar.
Depremden sonraki dönemde enfeksiyon gelişimini artıran çeşitli faktörler
vardır. Örneğin;

 Depremzedelerin plansız bir şekilde, kalabalıklar oluşturarak
kamplarda barındırılması
 Depremzedelerin bir çoğunun kapalı olmayan alanlarda barınmak
zorunda kalması (özellikle soğuk mevsimlerde )
 Yiyecek ve temiz su kaynaklarının yetersizliği
 Yaşam alanlarındaki su, kanalizasyon, gaz şebekelerinin hasarlanması
 Toplu yaşam alanlarında aşırı yağış varlığında, durgun suların birikmesi
 Vektörlerin çoğalması
 Aşırı bina yıkımına bağlı olarak meydana gelen hava kirliliği
 Depremzedelerin yetersiz beslenmesi
 Yetersiz ve kontamine su kullanımına bağlı, yetersiz hijyen uygulanması
 Depremzedelerin yetersiz aşılanması
 Kronik hastalığı olan depremzedelerin, deprem öncesi dönemde
kullandığı ilaçlarının hızla ve yeterince temin edilememesi
 Yaşanılan travmanın oluşturduğu yaralanmalar
 Daha önce var olan yara yerlerinin temiz tutulamaması

Deprem sonrası gelişen enfeksiyonları, oluş zamanlarına göre sınıflandıracak
olursak;
1. Depremden kısa süre sonra meydana gelen enfeksiyonlar (0-4. günler): 
Travmaya bağlı yaralanmalar ve yara yerinde oluşan enfeksiyonlar görülebilir.
2. Deprem sonra 4-30. günlerde meydana gelen enfeksiyonlar: Bulaşıcı
hastalıkların ilk dalgası, genellikle bu dönemde ortaya çıkar. Kontamine olan
gıda ve sulardan kaynaklanan enfeksiyonlar veya damlacık yoluyla bulaşan
enfeksiyonlar görülebilmektedir.
3. Deprem sonraki 30 günden sonra meydana gelen enfeksiyonlar:  Kuluçka
dönemi uzun olan enfeksiyonların ve latent enfeksiyonların belirgin hale
geldiği dönemdir. Toplu enfeksiyonlar ve salgınlar genellikle bu dönemde
görülür.
Deprem sonrası sık görülen enfeksiyonlar ;

Kalabalık Ortamların Oluşturduğu Risk Nedeniyle Bulaşan Enfeksiyonlar
İnfluenza (Mevsimsel grip )
SARS Co-V2 ( Covid-19 )
Bakteriyel solunum yolu enfeksiyonları
Kızamık
Neisseria meningitidis menenjiti
Tüberkuloz ( verem )
Uyuz
Depremzedelerin kalabalık kamplarda barınmak zorunda kalması, hijyenin bu
ortamlarda yeterince sağlanamaması, bazı depremzedelerin kapalı barınak
bulamayarak açık havada kalması nedeniyle depremlerden sonra solunum yolu
enfeksiyonları sık görülür. Özellikle soğuk mevsimlerde, ateşli bakteriyel veya viral
solunum yolu enfeksiyonları, damlacık yolu ile yayılabilen menenjitler, verem,
döküntülü bir hastalık olan ve solunum+temas yoluyla bulaşabilen kızamık
görülebilir.
Doğal afetlerden sonra özellikle çocukluk dönemi aşılarının zamanında
yapılamaması veya afet öncesi başlanan aşıların tamamlanamaması nedeniyle,
aslında görmeye alışkın olmadığımız bulaşıcı hastalıkların da sayısı artabilir.
Tüberkuloz, doğal afetlerden sonra saptanan bir başka enfeksiyondur.
Özellikle afetten sonraki geç dönemde ortaya çıkan tüberküloz vakaları, afetzedelerin
deprem sonrasında başka bölgelere taşınmaları, depremden önce almakta olduğu
ilaçlarını deprem sonrasında temin edememelerine bağlı olarak artabilir.
Kalabalık ortamlarda hijyen eksikliği, yetersiz su tüketimi ve birbirinin
yatağında yatma,ortak eşya kullanma gibi nedenlerle Uyuz (scabies ) gelişebileceği
de akılda tutulmalıdır.

Yaralar ve Yaralanmalara Bağlı Gelişen Enfeksiyonlar
 Tetanoz
 Crush ( ezilme) sendromu
 Yara yerinde oluşan bakteri enfeksiyonları
Depremlerden sonra, enkaz altında kalan insanların vücutlarının tamamının veya
bir kısmının ezilmesi ve baskıya maruz kalması sonucunda crush sendromu
gelişebilmektedir. Bu durumda kaslarda ödem, vücutta dolaşım bozukluğu, şok,
böbrek yetmezliği, kalp ve solunum yetmezliği gelişebilir. Crush sendromu,
enfeksiyon gelişimini hızlandırıcı bir etkendir. Eğer, açık yaralar varsa, depremzede
göçük altında uzun süre kaldıysa, crush sendromu gelişme ve buna bağlı enfeksiyon
gelişme olasılığı artar.
Depremzedede organ yetmezliği ve beslenme bozukluğu gelişirse, kişinin
bağışıklık sistemi de zayıflamakta ve enfeksiyon etkenlerine karşı dayanıklılıkları da
azalmaktadır.

Yaralanmalar, deri bütünlüğünün bozulması, yaralarda ölü dokuların ve yabancı
cisimlerin, toz / toprak / demir / cam parçalarının olması önce bakteri birikimine,
ardından da enfeksiyon gelişimine neden olmaktadır.
Tetanoz, yabancı cisim içeren veya toz, toprak, tükrük, dışkı ile kirlenmiş
yaralarda gelişebilecek, ölümcül olan bir bakteri enfeksiyonudur. Aşı ile korunması
mümkün olan bir hastalık olduğu için, depremzedenin daha önce tetanoz aşısı
yaptırıp yaptırmadığı sorgulanmalıdır. Eğer aşı yaptırıp yaptırmadığını hatırlamıyorsa
veya bilinci kapalı ve bilgi alınamıyorsa, tetanoz aşısı ve gerekirse tetanoz
immunglobulini , derhal yapılmalıdır.
Temiz olmayan su ve yiyecek kaynaklı enfeksiyonlar
 İshal salgınları
 Leptospiroz
 Hepatit A ve hepatit E
Deprem sonrası evleri zarar gören, hasarlı olan kişilerin, kalabalık halinde
kaplarda kalmaları gerekir. Bu alanlarda yaşanan en önemli sorunlardan biri de temiz
içme / kullanma suyunun kısıtlı olması ya da olmaması,suyun depolandığı yerde
kirlenmesi, yiyeceklerin iyi yıkanmadan tüketilmesi, depremzedelerin kişisel
hijyenlerini yeterince yerine getirememeleridir. Tüm bu olumsuzluklar, başta ishal
olmak üzere bulantı, kusma, yüksek ateş ile seyredebilen mide/barsak
enfeksiyonlarının oluşumuna neden olur.
Yapılan çalışmalar, doğal afetlerden sonra meydana gelen enfeksiyonlara
bağlı ölümlerde en önemli nedenin ishal olduğunu ve ölümlerin %40’ının nedeninin
ishal olduğunu ortaya koymaktadır.
Afetlerden sonra gözlenebilen bir başka enfeksiyon leptospirozdur.
Leptospiroz daha sıklıkla sel felaketinden sonra meydana gelmektedir.
Mikroorganizmayı taşıyan farelerin idrarları ile su ve yiyeceklerin tüketilmesi veya
bulaş olmuş toprakla temas sonrasında hastalık gelişebilmektedir. Etken bütünlüğü
bozulmuş derinin kirli toprak veya çamura teması veya kontamine olmuş suyun
mukozalara teması yoluyla alınmaktadır. Genellikle sel felaketlerinden sonra farelerin
sayısının artması ve dolayısıyla insanlarla temaslarının artması sonucu Leptospiroz
gelişmesi artmaktadır. Bunun yanı sıra kontamine olmuş su kullanılarak banyo
yapılması veya içilmesi ile bulaşın olduğunu bildiren yayınlar bulunmaktadır .
Depremlerden sonra, kanalizasyon sisteminin zarar görmesi nedeniyle, atık
suların atılımında bozukluk olduğunda veya temiz içme suyuna ulaşımda zorluklar
olması durumunda hepatit A ve hepatit E vakalarında da artışların olduğu
gözlemlenebilir.

Özetle; deprem sonrasında depremzedelerin, kalabalık gruplar halinde
yaşamak zorunda kalmaları, yer değiştirmeleri, yaşadıkları yerde suların yetersiz
olması veya kirli olması, kişisel hijyenlerinin yetersiz olması, yetersiz beslenmeleri,
kara sinek , sivrisinek vb. vektörlerin aşırı artması ve bunlarla temas,
depremzedelerin aşılanmalarının eksik yapılması/yapılamaması ve afet sırasında
meydana gelen yaralanmalar nedeniyle ; salgına dönüşebilen ishaller, leptospirozis,
özellikle A ve E tipi olmak üzere viral hepatitler, kızamık, akut solunum yolu
enfeksiyonları, tüberküloz ve bakteriyel menenjitler meydana gelebilir.
Deprem gibi doğal afetlerden sonra gelişebilecek enfeksiyonları önlemek
amacıyla; kalabalık olarak barınılan yerlerde yeterli ve temiz içme / kullanma
sularının bulundurulmasına, süratle tuvalet alanları oluşturulmasına, atıkların barınma
alanlarında biriktirilmeden düzenli olarak toplanarak uzaklaştırılmasına, çevresel
temizlik ve vektör kontrollerinin yapılmasına, depremzedelerin yeterli ve dengeli
beslenmelerinin sağlanmasına, kişisel hijyenlerini yerine getirmelerine olanak
sağlanmasına, aşılanmalarının tam ve zamanında yapılmasına, afet sırasında veya
sonrasında oluşan yaraların bakımının düzgün yapılması ve gerektiğinde antibiyotik
tedavisinin süratle başlatılmasına, hasta kişilerin izole edilmesine ve tüm afetzedelere
süratle enfeksiyondan korunma konularında eğitim verilmesine önem vermeliyiz.

Bu makale 7 Mart 2023 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Dr. Öğr. Üyesi Songül Özer

Uzm.Dr.Songül ÖZER, Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde başlamış olduğu lisans eğitimini başarı ile tamamlayarak Tıp doktoru unvanı almıştır. İhtisasını ise,  Haseki EAH Enfeksiyon Hastalıkları Ve Klinik Mikrobiyoloji Kliniği'nde tamamlayıp Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı olmuştur. Uzm.Dr.Songül ÖZER, İstanbul'da bulunan İstinye Üniversite Hastanesi Medical Park Gaziosmanpaşa'da hastalarına hizmet vermektedir. Mesleki Üyelikler KLİMİK-  Türk Klinik Mikrobiyoloji ve Enfeksiyon Hastalıkları Derneği EKMUD- Türk Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Derneği VHSD- Viral Hepatitle Savaş Derneği HİDERİM- Türk Hastane Enfeksiyonları ve Kontrolü Derneği TMC- Türk Mikrobiyoloji Cemiyeti TKAD- Türk karaciğer Araştırmaları Derneği DAS- Dezenfeksiyon Antisepsi ve Sterilizasyon Derneği Yara Bakımı ve Doku ...

Etiketler
Deprem
Dr. Öğr. Üyesi Songül Özer
Dr. Öğr. Üyesi Songül Özer
İstanbul - Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji
Facebook Twitter Instagram Youtube