Cinsellik
Sevgi, öğrenilmiş bir duygu değildir. İnsan sever. Nasıl sevdiğini bilmesi de, bir eğitilemez. Kişi yalnızca sever. Cinsellik de bunun bir armağanıdır. İnanmayanlar için doğanın, inananlar için ise Tanrı’nın verdiği bir armağan. Birbirini seven ve birleşen iki kişinin birbirlerinden keyif / haz almaları için yaratılmış bir eylemdir. Partner sevilmediği sürece sadece arzulanır; yani olay sadece bir penis-vajina ilişkisine dönüşüverir. Lakin cinsellik çok daha derin bir şeydir.
Freud’a göre de insanların en temel dürtülerinden biridir cinsellik. Cinselliğin fiziksel ve psikolojik kökeni vardır. Globalleşen dünya ve diğer çeşitli nedenlerden dolayı, insanların çoğu cinsellik hakkında yanlış düşüncelere sahipler. Yanlış düşüncelerden dolayı da cinsel işlev bozuklukları ortaya çıkıyor.
Cinsellik Hakkındaki Yanlış Düşünceler
- Erkek her zaman hazırdır.
Böyle bir şey söz konusu bile olamaz. Filmlerde veya mahallede bazı “kabadayı” erkeklerin her zaman hazır olmak, hazır olmamanın ayıp sayılması gibi bir inanış vardır. Böyle bir durum, ileriki başlıklar altında işleyeceğimiz gibi bazı bozukluklara neden olabilir. Araştırmalara göre, erkeklerin daima hazır olduğu inancı toptan yanlıştır.
- Cinsellikle asıl önemli olan şey performanstır.
Cinsellikle asıl önemli olan şey performans değildir, iki kişinin birbirini sevmesidir. Performansın önemli olduğunu iddia etmek ve kabul etmek, kişiyi performans akseyetesine iter. Böylece kişide bazı cinsel işlev bozuklukları oluşabilir.
- Cinsellik penis-vajina ilişkisidir
Cinsellik kavramı sadece penis-vajina (bedensel) bir ilişki değildir. Cinsellik çok daha geniş bir kavramdır. Penis-vajina ilişkisiyle sınırlandırılmış bir cinsellik, cinselliğin hem kalitesini hem sürecini hem de anlamını düşürür.
- İki kişi birbirini seviyorsa, cinsel hayatları mükemmeldir.
Somut örnekleri de, psikolojiyi de göz önünde bulunduracak olursak, böyle bir şey söz konusu değildir. Bunun iki nedeni de şudur; cinsellik doğuştan bilinmez – öğrenilir. Birbirini seven iki kişi böyle bir inanışa sahiplerse, cinsellikleri azaldığında veya herhangi bir cinsel sorunla karşılaştıklarında, birbirlerinin sevgilerinden şüphe etmeye başlarlar. Bu tür bir sorgulama, cinsel yaşantıyı, hatta evliliği bile yıkabilir.
- Kadınlar daha fazla haz alırlar.
Bu tamamıyle bireysel farklılık meselesidir. Genelleme yapmak doğru bir yaklaşım değildir.
- Kadınlar ilk cinsel deneyimde çok acı çekerler.
Orta Doğu kültüründe vajinismus sorunu oldukça yaygındır. Kadınlar bu inanışı sorgusuz sualsiz kabul ettiklerinden dolayı eşleriyle cinsel ilişkide bulunamamaktadırlar. Böylece çok kişinin evliliği sönmüş, psikolojisi bozulmuştur. Cinsellik acı verici bir durum mudur? Kesinlikle hayır! Cinselliğin acı olduğunu iddia etmek, buna hazır olmayışın bir göstergesidir. “C” maddesinde belirtildiği gibi, cinsellik penis-vajina ilişkisi değildir. Bu nedenle önsevişme (ön hazırlık) aşaması olmaksızın (yani biyolojik yönden hazır olmaksızın) ve psikolojik yönden hazır olmaksızın (psikolojik olarak keyif almaya programlanmadan) cinsellikten keyif almak mümkün değildir. Şu örneği vermek yerinde olur: “Sıradan bir tost ekmeğini susuz içmek mantıklı değildir. Tostu ne kadar çok sevseniz de, bir süre sonra boğazınız tahriş olmaya başlar. Tostun yanında su içmek de önemlidir... yani ekmeği yumuşatmak.” Yazılanları ve örneği dikkatlice düşünmekte fayda vardır.
- Penis sertleştiğinde hemen boşalmalıdır.
Bu çok yanlış bir inanıştır. Böyle bir durum söz konusu değildir. Böyle bir düşünceye ve inanışa sahip olmak, erkeği erken boşalma sorunuyla karşı-karşıya bırakır.
- Penis boyutu en önemli şeydir; ne kadar büyükse o derece haz verir.
Bu inanış bilimsellikten ve gerçeklikten çok uzak bir inanıştır. Bu inanış çok yanlış olsa da, pornografik filmlerle hala varlığını korumaktadır. Bu yanlış inanışa göre kadınlar yalnızca büyük penislerden orgazm olabilirler ve yalnızda onlardan haz alırlar. Lakin bu inanışın tam tersi doğrudur. Kadınlar aslında büyük penisten daha çok acı ve rahatsızlık hissederler.
Daha önce de belirtildiği üzere, cinsellik öğrenilir ve sevgi ile olur. Yani bilgi ve sevgi birlikte olmalıdır.
- İlk cinsel birleşmede kan gelmezse, kız bakire değildir.
Kandan kasıt, kızlık zarıdır. Yani kızlık zarından kan gelmezse, bu kızın daha önce başka bir insanla cinsel ilişki tecrübesini yaşamış olduğu anlamına geldiği iddiasıdır. Fakat araştırmalara da sadık kalarak denilebilir ki, bazı kadınların kızlık zarı oldukça esnektir ve kanama gerçekleşmez.
Bu konuların, yani cinsel mitlerin kaynağına ve nasıl çözüleceğine ve hatta tüm ayrıntılarına daha sonraki yazılarda devam edeceğim.
Cinsel Bilgilendirme Yapılmaması ve Sonuçları
Daha önce belirtildiği gibi cinsel bilgisizlik çok uçuk ve yanlış şeylere neden olabilir. Örneğin, çocuğun veya ergen yaştaki bir bireyin cinsellik hakkındaki bilgisi az, eksik veya yanlış ise, cinsel yollarla bulaşan hastalıklar kişiye bulaşabilir. Bilinen bir gerçek var; insanoğlu meraklıdır. Meraklı olduğundan dolayı da bilmediği bir şey konusunda çeşitli tecrübeye kurban gidebilir. Örnekle açıklamak her zaman iyidir: Yurtdışındaki bir hayvanat bahçesinde bir kafese kocaman bir aslan koymuşlardı. Hayvanat bahçesi bakımsız ve iflas etmek üzere olduğundan orada çalışan bir-iki kişi vardı. Kafene kapatılmış aslanın kafesinin önünde demir bariyer vardı ve üzerinde bir levha yazılıydı. Levhada “Bariyeri geçmeyiniz, tehlikelidir” yazısı vardı. Hayvanat bahçesi ziyaretçilerinden biri orayı küçük bir süs köpeği ile ziyarete gelmişti. Köpeğin tasmasını açtı ve köpek çevrede dolanmaya başladı. Doğal olarak köpek okuma yazma bilmediği için demir bariyeri aşıp ilk defa bir aslanla karşılaştı. Tam o sırada aslan pençesini atıp köpeği kafese aldı ve orada küçük köpeği paramparça edip yedi.
Örnek oldukça ürkütücü olabilir. Fakat bu olay gerçekten yaşandı. Hayatımızdaki cinsellik de böyledir. Bilmeden yaklaşılırsa, insanın başına çok hoş olmayan şeyler gelebilir.
Güven, çocuğun anne-babaya hissettiği en güçlü hislerden biridir. Güven bağları sarsılırsa, çocuk büyük tehlikeye girebilir. Toplumsal kalıplardan dolayı bazen cinsellik hakkında olumsuz, yanlış ve aşırı tutucu tavırlar sergilenebilir. Ancak kişi hem kendisi için hem de çocuğu için cinsel bilgileri edinmesi, çok önemli bir hususiyettir.
KAYNAKÇA
Kaplan, H. S. (2013). Cinsel Terapi Elkitabı. (2 ed.). Ankara: Ck Yayınevi.
Taşçı, A. I. (2010). Cinsel Eğitim. (4 ed.). İstanbul: İz Yayıncılık
Freud, S. (2006). Sevgi ve Cinsellik Üzerine. (1 ed.). İzmir: İlya İzmir Yayınevi.
